
Bursa’da gerçekleştirilen Tarım Şenliği, üreticilere destek olarak ve yerel tarımı güçlendirmeyi amaçlıyor. "Yerelde Üret, Yöreseli Koru” teması altında düzenlenen Bursa Tarım Şenliği'nde, kooperatif stantları, farkındalık programları ve birçok atölye yer alacak.
Adiviye ELBAŞ - gazeteabc / BURSA (İGFA) - Bursa'da, kırsal kalkınmayı desteklemek, sürdürülebilir üretimi artırmak ve yöresel değerleri geleceğe taşımak gayesiyle Bursa Tarım Şenliği gerçekleştiriliyor. "Yerelde Üret, Yöreseli Koru” temasıyla düzenlenecek olan etkinlikte, kooperatif stantları, farkındalık programları ve çeşitli atölyeler bulunacak.
60 MİLYON DOLARLIK İHRACAT
Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği'nin (UYMSİB) yeni başkanı Prof. Dr. Semih Yazgın, “Siyahın içerisinde 40 milyon dolarlık ihracat yaptık. O kadar zorluklara rağmen biraz daha alkışlanması gereken bir durum. Borcun yeni her gün dalından topladığı ürünlerle, Kasım ayında yağmur çamur dinlemeden dallarındaki o zeytinin hasat eden üreticilerimizin başarılarıyla gururla söylemek istiyorum. İncir ve zeytinle 52 milyon dolar ve yeşil teknede de 7 milyon dolarlık ihracat sağlanan bu bölge, toplamda yaklaşık 60 milyon dolar ihracatı ile iftihar kaynağımız.” dedi.
ÇİFTÇİMİZİ KAYBETMEMEK ZORUNDAYIZ
Bursa Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Fevzi Çakmak, “Ulusal yönetimin yapamadığını, yerel yönetimler kendi imkanları çerçevesinde gerçekleştirmeye çalışıyor. Ne yazık ki Tarım Kanunu diye bir gerçek var. Kanun "çiftçiye bütçenin yüzde 1’i verilecek" diyor ama gelinen noktada binde 3’ü bile dağıtılmıyor. Yerel yönetimler ise kendilerini zorlayarak bir şeyler üretmeye çalışıyor. Geçtiğimiz günlerde bir veri açıklandı: Tarım, eksi 12.7 oranında gerilemiş. Tarım can çekişiyor ve kimse bunun farkında değil. Yalova da, diğer şehirler de umursamıyor. Çünkü bizi yönetenler, "Üretmeseler de olur, dışarıdan ithalat getiririz" diyor. Ancak bunun çözüm olmadığını pandemi sürecinde, Ukrayna’dan gelecek gemileri beklerken hep birlikte gördük. Üretmek zorundayız. Pahalıya da üretseniz üretmek zorundasınız. Çiftçimizi kaybetmemek zorundayız. Bugün köylerde yaşayan çiftçimizin yaş ortalaması 60’a ulaşmak üzere. Eğer bu nesil de üretmez hale gelirse, ne yazık ki birkaç market zinciri ve birkaç büyük holdingin kontrolünde bir yapıya dönüşmüş oluruz. Bu nedenle mevcut çiftçimizi köyde tutmak, gençlerimizi köyde üretimde kalmaya teşvik etmek zorundayız. Köydeki yaşam koşullarını iyileştirip, yerel ürünlerimize marka değeri katmalı, bu ürünleri katma değerli hale getirecek politikalar üretmeliyiz.” diye konuştu.
100 TONLUK ZEYTİN DESTEĞİ
Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, “Geçen yıl çiftçimize, zeytinin kiralık olduğu bir dönemde yaptığı düzenleme ile 100 tonluk zeytin alım desteği verdiği için ona büyük bir alkış istiyorum. Gerçekten de vizyoner bakış açısı çok değerli dostlar. Tarım alanında çiftçinin ne istediğini ve neye ihtiyacı olduğunu analiz etmezseniz o çiftçiye destek sağlayamazsınız. Bu anlamda Tarım AŞ’nin bu sene ortaya koyduğu vizyonla Kemalpaşa’da açılan sulama fabrikası ve köylüye verilen destekler göz ardı edilemez. Bu vesileyle başta kıymetli Başkanımız Mustafa Bozbey olmak üzere tüm kurumlara çok teşekkür ediyorum.” dedi.
GENÇLERİMİZİ TARIMA YÖNLENDİRMELİYİZ
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ise gençleri tarıma yönlendirmemiz gerektiğine dikkati çekti. Bozbey, “Tarımda gençlerin umut besleyebileceği bir gelecek sunmalıyız. Çiftçilerimiz toprağı koruyarak ülkemizin geleceğine katkı sağlıyorlar” dedi.
"Yerel yönetimler olarak bizler tarıma destek verip gençlerimizi bu alanlarda mutlu olarak hizmet üretecek hale getirmeliyiz" diyen Başkan Bozbey, "Aksi taktirde elin zeytinine peynirine muhtaç kalırız. Pandemi yaşadık. Bu süreçte üç konu önem arz etti. Birincisi gıdaya erişimdi, ikincisi enerjiye ulaşım ve bunlar üzerinde ciddi sıkıntılar yaşadık ve toprağın değerini anladık. Çiftçiye destek olmak bizim sorumluluğumuz. Çünkü onlar toprağı koruyarak ülkemizin geleceği için çalışıyorlar" diye konuştu.
Yaşanan kuraklığın bugünün sorunu olmadığına vurgu yapan Bozbey, konuşmasında şunlara yer verdi:
"Bilim insanlarımız yıllardır bu konuları anlatıyor. Hele ki son 15-20 yıldır toplantıların çoğunda küresel ısınmanın sıkıntıları dillendirildi. Bursa, bir zamanlar su şehriydi. Ancak artık su şehri değiliz. Bu noktaya biz geldik ve suyun değerini anlamak zorundayız. Gri su sistemi yaşamımızda bir standart haline gelmeli. Atık sulardan olabildiğince faydalanmalıyız. Bursa bu anlamda öncü adımlar atıyor ve atmaya devam edecek. Tarımda da ürün çeşitliliğimizi gözden geçirmeliyiz. Tarımsal girdiler ile ilgili neler yapılabilir bunları ortaya koymalıyız, ki ürünler toprakta kalmasın bu yönde çalışmamız gerekiyor.”.