Hava Durumu

#Deprem

Haberin Analizi - Deprem haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Deprem haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bursa Büyükşehir Belediyesi, Antakya Ulu Camii'nin restorasyonunu üstlendi Haber

Bursa Büyükşehir Belediyesi, Antakya Ulu Camii'nin restorasyonunu üstlendi

Tarihi caminin aslına uygun olarak restore edilmesi için çalışmalara hız verildi. Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkisiyle en ağır yarayı alan Hatay'da, sadece binalar değil, asırlık camiler, kaleler, hanlar, kiliseler ve birçok tarihî eser de büyük zarar gördü. Bu eserlerden biri olan 1271-1272 yıllarında yapıldığı sanılan Antakya Ulu Camii, depremlerin ardından tamamen yıkılarak moloz haline geldi. Bursa Büyükşehir Belediyesi, yaşamın normale dönmesi için yapılan yardımların yanı sıra, Antakya Ulu Camii'nin restorasyonunu üstlendi. Bursa Büyükşehir Belediyesi, öncelikle röleve, restitüsyon ve restorasyon projesi için Harita Şube Müdürlüğü ekiplerini görevlendirerek mevcut durumu lazer tarama cihazlarıyla kayıt altına aldı. Ardından, tarihi enkazın 3D taramasıyla modellenmesi ve temizlenmesi çalışmalarına başlandı. Tarihi caminin bulunduğu alan tamamen temizlenirken, restorasyon çalışmaları da hız kazandı. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Hatay'a giderek bölgedeki çalışmaları takip etti ve Antakya Ulu Camii'nin restorasyonunu üstlenen Bursa'nın bu önemli imzasının Hatay'a değer katacağını belirtti. Başkan Aktaş, enkazın kaldırılması ve tarihi eser parçalarının kayıt altına alınmasının ardından çalışmaların hız kazandığını ve caminin sağlıklı bir şekilde restore edilerek misafirlerini kabul edeceğini ifade etti.

Büyükşehir’de ana gündem deprem Haber

Büyükşehir’de ana gündem deprem

Birinci derece deprem kuşağında yer alan Bursa’da, 1999 Marmara depreminin ardından ‘zemin etütleri araştırma birimini kurarak’ Bursa ili Sismik Zemin Tehlike Değerlendirme Projelerini hayata geçiren, Deprem Bilim Kurulu oluşturan ve yaptığı kentsel dönüşüm çalışmalarıyla Türkiye’ye örnek olan Bursa Büyükşehir Belediyesi, JICA ile yürüttüğü ‘Deprem Risk Azaltma ve Önleme Planlaması Projesi’ni de tüm hızıyla sürdürüyor. Büyükşehir Belediyesi Encümen Toplantı Salonu’nda yapılan projenin müşterek toplantısına, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ulaş Akhan, Genel Sekreter Yardımcısı Gülten Kapıcıoğlu, Deprem Bilim Kurulu üyeleri Prof. Dr. Adem Doğangün, Prof. Dr. Murat Taş, Doç. Dr. Berkay Aydın, Prof. Dr. Beyhan Bayhan, Prof. Dr. Şerif Barış, kamu kuruluşları ve JICA temsilcileri ile Büyükşehir Belediyesi bürokratları katıldı. JICA Türkiye Ofisi Başkanı Daisuke Watanabe ve JICA Takım Lideri Shinichi Fukasawa da toplantıya uzaktan bağlanarak katıldı. Rehber niteliğinde Büyükşehir Belediyesi ile JICA arasındaki çalışmalarla Bursa’da meydana gelebilecek muhtemel bir depremde hasar riski yüksek alanlarının belirlenmesini amaçladıklarını söyleyen Genel Sekreter Ulaş Akhan, “Uzun zamandır devam eden projenin ilk çıktıları bu toplantıda paylaşılmış oldu. Çalışma boyunca birçok veri toplandı. Bilim kurulu üyelerimiz önerileriyle projeye yön verdi. Değerlendirme sonucunda şehirdeki yapı stoğunun beşte birinin yenilenmesi gerektiği ortaya çıktı. Bu sonuçlar doğrultusunda projenin ikinci aşamasına geçeceğiz. Risk değerlendirme analizleri neticesinde kentsel dirençlilik planı hazırlanacak. Kentsel dönüşüm için öncelikli alan belirlenecek. Şehrimizi daha güvenli, daha dirençli ve daha sürdürülebilir bir şehir haline getirecek çözümler üretilecek. Projenin ilk çıktılarıyla oluşan kentsel dirençlilik planını uygulayarak Bursa modelini oluşturacağız. Türkiye’deki diğer belediyelere de örnek olmayı hedefliyoruz. Yeni dönemde 100 bin konutlu kentsel dönüşümü hedefliyoruz. Yapılan çalışma Bursa’nın risk haritası için rehber niteliğinde olacak” dedi. "Daha iyi şekilde inşa edelim" JICA Türkiye Ofisi Başkanı Daisuke Watanabe, Kahramanmaraş merkezli depremlerin afet öncesi alınacak tedbirlerin önemini bir kez daha gözler önüne serdiğini dile getirdi. Marmara Bölgesi’nin deprem kuşağında olduğunu hatırlatan Watanabe, bu risk karşısında tüm tedbirlerin alınması için gerekli çabanın gösterilmesi gerektiğini anlattı. Projede ‘daha iyi şekilde inşa edelim’ mottosuyla hareket ettiklerini söyleyen Watanabe, “Bu strateji, yeniden yapılanmanın çok daha ötesine geçiyor. Daha dirençli, sürdürülebilir ve uyum sağlayabilir bir topluluğun inşa edilmesini amaçlıyoruz. Bursa’nın sadece zorluklara direnç gösterebilen değil, aynı zamanda hiç olmadığı kadar güçlü ve dirençli bir yapıya bölünmesini sağlayacağız. Birlikte çalışarak vatandaşların güvenli ve dirençli bir şekilde hayatına devam etmesini arzuluyoruz. Projede elde edilen sonuçlar, diğer alanlardaki çalışmalara da katkı sağlayacaktır” diye konuştu.

6 Şubat’ta hayatını kaybedenler Nilüfer’de anıldı Haber

6 Şubat’ta hayatını kaybedenler Nilüfer’de anıldı

Nilüfer Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen törene katılanlar iki dakikalık saygı duruşunda bulunarak depremzedelerin acısını paylaştı. Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem de bu acı günde Hatay’da depremzedelerin yanındaydı. 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7.5 ve 7.8 büyüklüğündeki depremlerin yıl dönümünde acılar tazelendi. 11 ili etkileyen asrın felaketinin birinci yıldönümünde hayatını kaybedenler bütün ülkede olduğu gibi Nilüfer’de de törenle anıldı. Nilüfer Belediyesi Halk Evi önündeki Nilüfer Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen anma törenine bütün çalışanlar katıldı. Törende, depremde hayatını kaybedenlerin anısına iki dakikalık saygı duruşunda bulundu. Törende konuşma yapan Nilüfer Belediye Başkanvekili Remzi Çınar, yaşanan acının tarifinin olmadığını ve yüreklerde sızısının devam ettiğini belirterek “Hayatını kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle anıyor, yakınlarına sabırlar diliyoruz. 14 milyon vatandaşımızı doğrudan etkileyen bu felaket, bütün Türkiye’nin yüreğini yaktı” dedi. Yaraları sarmak için bütün Türkiye gibi Nilüfer halkının da seferber olduğunu hatırlatan Çınar, “Nilüfer halkı burada da farkını gösterdi ve olağanüstü bir dayanışma örneği sergiledi. Bizler de Nilüfer Belediyesi olarak bütün imkanlarımızı seferber ettik. Deprem bölgesine yardımların ulaştırılması ve bölgedeki eksikliklerin giderilmesi noktasında elimizden gelen her şeyi yaptık. Depremin ilk gününden itibaren yardım malzemeleri toplayarak bölgeye 258 TIR yardım malzemesi gönderdik. Nilüfer Arama Kurtarma ekibi 59 kişilik ekiple deprem bölgesindeki arama kurtarma faaliyetlerine katıldı ve 22 kişiyi enkaz altından sağ olarak çıkardı. Hatay Samandağ’da 2 konteyner kent ile bir de aşevi kurduk, her gün 4 bin 500 kişilik yemek dağıtımı yapıyoruz. Bir “Kardeş Kütüphanesi” kurduğumuz konteyner kent yanında, Samandağ Belediyesi ve Almanya Türk Öğretmen Dernekleri Federasyonu işbirliğiyle bir anaokulu kazandırdık. Bursa’ya gelen depremzedelerin ihtiyaçlarını karşılamak için Dayanışma Marketi kurduk” diyerek yapılan çalışmalara değindi. Nilüfer’de muhtemel bir depreme karşı da hazırlıkları yaptıklarını söyleyen Remzi Çınar, “Afet öncesi önlem ve eğitim çalışmalarına hız verdik. Nüfusu en yoğun olan 28 mahallemizde bulunan Afet İstasyonlarımızı elden geçirdik. İlçe genelindeki 114 adet toplanma alanımız hakkında halkı bilgilendiren çalışmalar yaptık. Depreme hazırlıksız yakalanmamak noktasında bütün kurumlara, bütün vatandaşlara görev düşüyor. Bir daha böyle felaketlerin yaşanmaması dileğiyle, depremde kaybettiğimiz canları saygıyla rahmetle anıyoruz” şeklinde konuştu. Başkan Erdem Hatay’da Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem de 6 Şubat depreminin yıl dönümünde felaketten en fazla etkilenen illerden biri olan Hatay’daydı. Hatay Köprübaşı’nda düzenlenen anma törenine katılan Başkan Turgay Erdem, Asi Nehri’ne karanfil bıraktı. Nilüfer Belediyesi’nin Samandağ’daki kurduğu konteyner kentteki depremzedeleri de ziyaret eden Başkan Erdem, sohbet ederek sorunlarını dinledi. Turgay Erdem, “Bugüne kadar nasıl bir arada, dayanışma içinde olduysak bundan sonra da birbirimizden güç almaya devam edeceğiz” diyerek, bölgeye desteklerinin süreceğini de sözlerine ekledi.

Acı dolu anılar: "Kimi son kez gördü, kimi mezarlarına gitti" Haber

Acı dolu anılar: "Kimi son kez gördü, kimi mezarlarına gitti"

HABER / GÜLSÜN ARSLAN  Üniversite için Adana'ya gitmiş olan ve deprem anında ailesinden ayrı olan depremzede, acı dolu anılarını şu sözlerle paylaştı: "Gece depremden birkaç dakika önce uyandım. Sallanmaya başladığımızda ilk başta geçer diye düşündüm ama şiddeti giderek arttı. İçerden eşyalar düşmeye başladı ama yatağımda yatmaya devam ettim. Sarsıntı bitince aileme ve arkadaşlarıma mesaj attım, ancak mesajlar gitmeyince telaşlandım. Sonra ablamı aradık, görüntülü olarak çığlık çığlığa konuşmaya çalışıyordu, bu durumu görünce olayın ciddiyetini anladım." Deprem sonrası yaşadığı korkunç anları ve çaresizliği anlatan depremzede, enkaz altında kalan ailesini beklerken yaşadığı duyguları şu şekilde dile getirdi: "Birçok ulaşım aracı kalkmıştı, hiçbir şekilde gidecek yol bulamadım. Otostop çekmeye karar verdim ve bir arkadaşımın tanıdığı aracıyla gitmeye başladım. Ancak evlerine vardığımızda başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Arkadaşlarımın evi, ailemin evi, hepsi yerin dibine girmişti. Ailemi bulup hemen sarıldım ve nenemle dedemin binadan çıkarılmasını bekledik. "BİR KEFENLE BİLE GOMÜLMEMELERİ COK ZORUMA GİTTİ" Nenem ve dedem enkazdan üç gün sonra çıkarıldılar onları beklediğimiz her gece içimde daha da büyük bir boşluk açılıyordu binanın altında bizi bekliyorlardı ve biz bir şey yapamıyorduk onlar olmadan uyumak bile kalbimi acıtıyordu. Üçüncü gün sonunda nenem battaniyeye sarılı dedem ise ceset torbasında çıkarılıp gömüldüler. Onların bir kefenle bile gömülmemesi çok zoruma gitmişti. Mezarlık alanında daha önce hiç bu kadar büyük bir acı görmemiştim kocaman bir sülale ve her aileden kayıplar herkes ağlıyor ama kim kime ağlıyordu belli değildi. Bir hafta nasıl geçti hiç anlamadık ne yedik ne içtik hatırlamıyorum çünkü bir hafta boyunca neredeyse hiçbir şey yiyemedik sadece su içip bir iki tane bisküvi yiyorduk. "KİMİ SEVDİKLERİNİ SON KEZ GÖRDÜ, KİMİ İSE..." Her yerde söylenenin aksine kimse yardım yollamamıştı koskoca bir şehir kendi başının çaresine bakmaya çalışıyordu. Hava aydınlanınca sağlam olan bir eve geçip ateş yakıp ısınmaya çalışıyorduk ve telefonlarımızı kiraladığımız jeneratörle şarj etmeye çalışıyorduk 20 den fazla insan tek bir evde ısınmaya çalışıyordu hava kararmaya yakın herkes battaniyesini alıp 5 kişi arabalara geçiyorduk. Bir hafta sonra duş alabilmiştim herkes gibi. Evde herkes boşluğa bakıp ağlıyordu herkes artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının farkındaydı ama kimsenin elinden hiçbir şey gelmiyordu. Kimi sevdiklerini son kez gördü kimi ise yarın görürüm diyip mezarlarına gitti. "GECELERİ ARABADA KALIYORDUK" Depremin yarattığı kaos ortamında yaşanan zorlu günleri anlatan depremzede, toplumun dayanışma ve yardımlaşma ruhunu da vurguladı: "Mahalledeki komşular dışında yardım eden kimse yoktu. Geceleri arabalarda binalardan uzak yollarda kalıyorduk. Herkes battaniyesini alıp arabalara geçiyordu. Bir hafta boyunca neredeyse hiçbir şey yiyemedik, sadece su içip bir iki tane bisküvi yiyorduk." "KİMSE ARTİK ESKİSİ GİBİ GÜLMÜYOR" Depremin yarattığı travmanın etkilerini de dile getiren depremzede, "Deprem benden ve çevremdeki insanlardan neşesini aldı. Kimse artık eskisi gibi gülmüyor, gülse bile gözlerinin derinlerinde hep bir acı var. Yapılmayan şeyler kaderine terk edilen insanlar ne kadar zaman geçerse geçsin dünmüş gibi herkesin zihninde. Bir gün otururken kahkaha atıp ardından ağladığı zaman insanlar kimse garip karşılamıyor çünkü ne kadar bağırırsak bağıralım ne kadar ağlarsak ağlayalım içimizdeki üzüntü ve öfke hiç geçmeyecek. Herkes yüksek bina korkusu sarsıntı korkusu oluştu insanlar birisinin sandalyesine temas edince bile herkes paniğe kapılıp lambalara bakıyor girdiği her binada duvarları kontrol ediyor. Deprem hep korkunçtu ama bu defa yaşadığımız kıyamet gibiydi" şeklinde duygularını ifade etti.

CHP Bursa 04.07'de Meydanlarda: Deprem Yıl Dönümü Anma Programı Haber

CHP Bursa 04.07'de Meydanlarda: Deprem Yıl Dönümü Anma Programı

Anma programına CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey, İl Kadın Kolları Başkanı Aysel Okumuş, İl Yöneticileri, İlçe Başkanları, Gençlik ve Kadın Kolları Üyeleri, Belediye Meclis Üyeleri ve çok sayıda partili katıldı. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlar anısında iki dakikalık saygı duruşunda bulunulmasıyla başlayan törende konuşan CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş şunları ifade etti: “Depremde sayısız vatandaşımız eşini, çocuğunu, anasını, babasını kardeşini, en sevdiklerini kaybetti. Bu depremler, 11 ilimizde çok büyük yıkımlara neden oldu. Açıklanan resmi rakamlara göre 53 bin, Murat Kurum’un açıklaması ile 130 bin vatandaşımız canını kaybetti. Yani gerçek rakamı bizden saklamışlar. Binlerce vatandaşımız; evsiz, yurtsuz kaldı. Nice vatandaşımızın cenazesine bile ulaşılamadı, sayısız çocuğumuz kayboldu. Birçok vatandaşımızı evsiz barksız bırakan, yuvasının sıcaklığından ve sevdiklerinden ayıran depremler bizleri tarifi mümkün olmayan büyük bir acıya boğdu” “TEK ADAM REJİMİ KOORDİNASYONSUZLUĞA NEDEN OLDU” Tek adam rejiminin yol açtığı koordinasyonsuzluk nedeniyle arama kurtarma ekipleri zamanında deprem bölgelerine sevk edilmediğini, bölgenin yardımına yine kadirşinas vatandaşların koştuğunu ifade eden Yeşiltaş, “Gözbebeğimiz askerimizi 3 gün kışladan çıkartmadılar. Ülkeyi yönetenlerin yetersizliğini vatandaşlarımız ve sivil toplum kuruluşlarımız kapatmaya çalıştı. Üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin bu yaşadığımız asla dinmeyecek büyüklükte bir acı. Hepimiz biliyoruz ki giden canlarımızı geri getirmemiz mümkün değil. Ancak bu felaket bizlere bir kez daha depreme ve doğal afetlere karşı dirençli kentler oluşturmamız gerektirdiğini tekrar acı bir şekilde hatırlattı” diye konuştu. “İMAR AFFI SEÇİM YATIRIMI HALİNE GETİRİLDİ” Konuşmasında İstanbul Belediye Başkan adayı olan Murat Kurum’un bakanlığı zamanında yapılan imar affı olmasa ve binaların kuralına uygun yapıldığı takdirde bu kadar büyük acıların yaşanmayacağını dile getiren Yeşiltaş, “İmar Barışı gibi masum bir isim koyarak yumuşatmaya çalıştıkları imar affı, AKP’nin her seçim öncesi en önemli seçim yatırımlarından biri haline geldi. Depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen ise felaketin yaşandığı bölgelerde sorunlar çözülmüş değil. Depremden sonra yaralar hala sarılamadı. Kış aylarının içerisindeyiz. Çadır ve konteynırlarda yaşayan vatandaşlarımız zor durumda. Çadırlarda ve konteynırlarda meydana gelen yangınlardan acı haberler almaya devam ediyoruz. Bölgede barınma, su, gıda ve eğitim sorunu çözülmedi. Depremzedelerin konut sorunu her geçen gün büyüyor. Yaralar kanamaya devam ediyor” dedi. “DEPREM GERÇEĞİ ŞANTAJ KONUSU OLARAK KULLANILIYOR” Açıklamasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre bir şey gelmez” sözlerine de değinen Yeşiltaş, “Deprem gerçeği yaklaşmakta olan yerel seçimler için vatandaşlarımıza karşı bir şantaj, korkutma, pazarlık konusu olarak kullanılmaya devam ediyor. Deprem bölgesine gözünü kapatan AKP’ye ve Erdoğan’ın bu şantajlarına karşı vatandaşlarımız asla boyun eğmeyecek, dayanışma içerisinde, el birliğiyle, geleceğe umutla bakabilmenin yollarını hep birlikte oluşturacak. Cumhuriyet Halk Partili bütün üyelerimiz, belediyelerimiz her zaman bu büyük dayanışmanın bir parçası olmaya, yaraları sarmaya gayret göstermeye devam edecek” diye konuştu. Bir daha aynı acıların yaşanmaması için vakit kaybetmeden bilim insanlarının önerileri acilen dikkate alınması ve kentsel dönüşümün rantsal dönüşüm olmaktan çıkarılarak depreme dirençli konutların inşa edilmesi gerektiğini vurgulayan Yeşiltaş, “Bu tarifsiz acıların ne Bursamızda ne de başka şehirlerimizde tekrar yaşanmaması için hepimiz üzerimize düşen görevi yerine getirmeliyiz. Bu en uzun gecede depremde yaşamını yitiren vatandaşlarımızı saygıyla ve rahmetle anıyor, ailelerine, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Birlik ve dayanışma içerisinde yaraların sarılması için gayret gösteren, mücadele eden, yaptıkları çalışmalarla bir nebze de olsa acıları hafifletmeye çalışan bu güzel ülkenin tüm vatandaşlarına da ayrı ayrı teşekkür ediyorum” diyerek sözlerini noktaladı. “DİRENÇLİ KENTLER OLUŞTURMAK ZORUNDAYIZ” İl Başkanı Nihat Yeşiltaş’ın konuşmasının ardından söz alan Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey depremin ardından Hatay’ın Defne ilçesinde 22 gün görev yaptığını belirterek, “Orada şunu gördüm, insanlara hizmet etmesi gereken personel kendi acılarıyla bir araya gelmişlerdi. Aslına baktığımızda demek ki depremle ilgili çalışmalarda dirençli kenti oluşturmak zorundayız. İkincisi sadece depreme hazırlık değil, deprem olduktan sonra nelerin yapılacaklarını, onu yaşamış insanlardan elde ettiğimiz bilgi şunu gösteriyor ki; ilk gün tuvalet, ikinci gün su, üçüncü gün gıdaya ihtiyaç duyulduğunu paylaştılar. Kent yöneticileri olarak, belediye başkanları olarak bunlara hazırlıklı olmak zorundayız. Toplanma alanlarını herkese duyurmak ve bu ihtiyaçları oluşturmak sorumluluğumuzdur” şeklinde konuştu. BURSA’YA DİKKAT ÇEKTİ Bursa’nın birinci deprem bölgesi olduğuna işaret eden Bozbey, “Depremle birlikte yaşamak zorundayız. Burada yaşayanlara bunu hazırlayacaklar şehrin yöneticileridir. Deprem bölgesinde çalışması gereken personelin belediyelere gelemez olduğunu biliyoruz. Yönetim zafiyetleri oluşmuş. Bunun sebebi de hazırlıklı olmayışlarından kaynaklıdır. Deprem gerçeği ile depremden korkmadan hazırlık yapmalıyız. Deprem anında yapacaklarımızı bilerek onları yerine getirmek ve sonrasında o alanı terk edip insanlara destek olmak zorundayız. Bunun için eğitim şart. Nilüfer örneğine bakalım. Bütün mahallelerde ‘Afet Gönüllüleri’ oluşturuldu. Afet konteynırları koyuldu. Bunlar tüm mahallelerde olması gerekiyor. Konteynırlarda delici, kesici alet olmalı. Bunları kullanacak gönüllüler, ehil insanlar gelinceye kadar müdahale etmesini sağlayacaktır. Orada bir canın dahi kurtarılması inanılmaz bir şeydir” dedi. “1999’DAN DERS ALMADIK” “Dayanıklı şehirler için kentin tamamını planlamamız gerekiyor. Hatay’da gördüğüm manzara, fay üzerindeki tek katlı yapıların nasıl çöktüğüne şahit oldum” diyerek sözlerini sürdüren Bozbey, “Bursa’da fay üzerinde yapıların olduğunu biliyoruz. Buraların güvenli olarak dönüşmesi şarttır. Vakti iyi kullanmamız gerekiyor. Acıların üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen, kentimizde önlem faaliyetlerinin olmadığını, olamadığını üzülerek görüyoruz. Sadece 1 yıl öncesi değil. 1999’da da kapımızda bu acıyı yaşadık ama ondan da ders almadık. Önümüzdeki süreç, hepimiz açısından son derece önemlidir. Sahada bunları paylaşacağız. Biz bilime inanan insanlarız. Bilimsel anlamda ön görülenleri yapsak, birçok insanımız şu anda aramızda yaşıyor olacaktı. Ben tüm vefat edenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun” diye konuştu.

Deprem sonrası yeni bir hayat: Malatya'dan Bursa'ya yolculuk Haber

Deprem sonrası yeni bir hayat: Malatya'dan Bursa'ya yolculuk

Osman ve Zeynep Ergen ile 3 çocuğu, geçen yıl 6 Şubat’taki depremlerde yıkılan evlerini terk etmek zorunda kalarak bir süre akrabalarının yanında barındıktan sonra nisan ayında Bursa’ya geldi. Osmangazi ilçesinde kiraladıkları evde yaşayan aile üyelerinden baba Osman Ergen, emekli olmadan önce yaptığı inşaat ustalığına dönmek istedi ancak sağlığı elvermediği için başka işleri araştırdı. El ele veren çift, eski bir minibüs satın alarak gözleme, çi börek, çay ve kahve yapıp satmaya başladı. Yıldırım ilçesi Millet Mahallesi’nde yaklaşık 10 metrekare dükkan kiralayarak börekçiliği sürdüren çiftin çocukları da farklı işlerde çalışıyor. 49 yaşındaki Zeynep Ergen, daha önce hiç çalışmadığını, depremle hayatlarının kökten değişime uğradığını söyledi. Malatya’da yazları bahçede kendi ihtiyaçları için ekip biçmekle uğraştıklarını, kurslara katıldıklarını belirten Zeynep Ergen, “Bursa’ya taşınmak benim için çok zordu. Daha önce hiç çıkmadığım memleketimi, ailemi, komşularımı orada bıraktım. Buraya geldiğimde insanlar, evler yabancıydı. Bize her şey yabancıydı. Mecbur kaldık. Kimse kendi yurdundan gelmek istemez” şeklinde konuştu. “Bu yaştan sonra ev hanımlığından iş hayatına geçiş yaptık” Memleketini çok özlediğini, anıları aklına geldiğinde duygulandığını söyleyen Zeynep Ergen, “Tabi ki süreç bizim için de kolay olmadı. Depremden sonra kızımın arkadaşları bize yardımcı olmuşlardı. Onlar sayesinde burada ev tuttuk. Yoksa tutamazdık. Orada zaten eşyalarımız yoktu. Evimiz depremde yıkıldı, eşyalarımızı getiremedik. Öylece çıkıp geldik. Çocuklar evlenme yaşına geldi, onların eline de bakacak durumumuz yok. Eşim elindeki parayla minibüs aldı. Minibüste gözleme yapmaya başladık. Bir süre bu şekilde ilerledi, sonra buraya geldik. Mücadelemiz bu şekilde başladı. Bu yaştan sonra ev hanımlığından iş hayatına geçiş yaptık” dedi. “Döndüğümde kendi şehrimi bulamayacağım” Evlendikten sonra 31 yıl yaşadığı ilçeden ayrılmak zorunda kalmasının üzücü olduğunu kaydeden Ergen, “Geri dönmek isterim. Ama döndüğümde kendi şehrimi bulamayacağım. Komşularımı bulamayacağım. Kendi sokağımı göremeyeceğim. O yüzden gitmek istemiyorum. Ama tabi ki gitmek isterim” ifadelerini kullandı. 60 yaşındaki Osman Ergen ise Bursa’ya gelirken inşaat ustalığında kullandığı malzemeleri de getirdiğini ancak bu mesleğe devam edemediğini bildirdi. Ergen, eşinin börek ve gözleme yaptığını, kendisinin de çay servisi, bulaşık yıkama, kurulama gibi işlerde ona yardımcı olduğunu ifade etti. “Malatya’da hiçbir şeyimiz yok, o yüzden geri dönme şansımız da yok” Ellerindeki her şeyi enkaz altında bıraktıklarını ifade eden Ergen, “Depremden kurtulduktan sonra kızım Bursa’ya geldi. Üniversityi bitirmişti, boştaydı. Burada iş buldu. Diğer kızım ve oğlum da burada iş buldu. Daha sonra eşim, arkasından da ben geldim. Şu an Malatya’da hiçbir şeyimiz yok, o yüzden geri dönme şansımız da yok. Geçinmemiz için bir şeyler yapmamız lazım. Bu dükkanı tutmamıza yardım ettiler. Burada gözleme, tost ve börek yapıyoruz” dedi. Hayat mücadelesi kaldığı yerden devam ediyor Geleceğe baktıklarını ve bir şekilde hayatın devam ettiğini kaydeden Ergen, “Bir süre baldızımın evinde kaldık. Çocuklarımız işe girince ev tuttular. Büyük kızımız evlendi. İlk başta biz de minibüs alıp içini büfeye çevirdik. İşlerimiz iyi gitmedi. Soğuk havalarda da çok üşüyorduk. Eşimle ben birlikte çalışıyoruz. Sonra da bu dükkanın sahibi Sinan beyle tanıştık. Bize dükkanını açtı buraya taşındık. Bir şekilde çalışıyoruz” diye konuştu. Kızlarından birinin mekatronik mühendisi, diğerinin elektrik teknikeri olduğunu aktaran Ergen, oğlunun ise kuaför dükkanında çalıştığını dile getirdi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.